Konusu:Her şeye yeniden başlamak çok berbat.
Annemle birlikte Batı Virginia'ya taşındığımızda, kendimi sıkıcı işlere adamıştım, ta ki tüyler ürpertici yeşil gözleri ve kaslı vücuduyla yan komşumuz karşımda dikilene kadar. Ama işler tahmin ettiğiniz gibi gitmedi.
O, ağzını açtı.
Daemon hem kabaydı hem de kendini beğenmiş bir pislikti. Birbirimizden hoşlanmamıştık. Tam hikâye burada bitiyordu ki bir kazaya uğradım ve Daemon zamanı dondurarak beni kurtardı.
Yakışıklı uzaylı komşum üzerimde bir iz bırakmıştı. Yanlış okumadınız. O, bir uzaylı. Daemon ve kız kardeşinin yeteneklerini çalmak isteyen düşmanları vardı ve Daemon'ın bıraktığı iz bütün düşmanları başıma toplamıştı. Bu korkunç durumdan canlı kurtulmak içinse tek yapmam gereken üzerimdeki uzaylı izi etkisini yitirene kadar Daemon'ın yanından ayrılmamaktı.
Sevgili okuyucularım, ancak bir kitap beni bu denli bloguma gece yarısı çekebilir ve bana bu kitabı neden bu kadar çok sevdiğimi yazdırabilir.
Kitabın başkahramanları babasının ölümünden taşınan ve hayatı değişen aşkı bulan Katy,
Katy'nin gizlice sevdiği ve öküz,hıyar diye hitap ettiği Deamon ve
Deamon'un kız kardeşi aynı zamanda hem Katy den uzak durması gereken hemde Katy'nin en iyi arkadaşı Dee...
Deamon ve Dee, aslında uzaylıdırlar. Bildiğimiz gibi yeşil yaratıklar değil. İnsan şekline bürünmüş, üstün yetenekleri olan ışık huzmeleri. Zaten yazarımız yeşil yaratık olarak tasvir etseydi eminim, insanken bu kadar yakışıklı karizmatik birinin uzaylıyken yeşil bir yaratığa dönüşmesi tüm okuyucuların midesini bulandıracağını düşünmüş olmalı ki; uzaylı Deamon ve Dee yi bir ışık topu olarak yorumlamış. Yeşil yaratık olupta birde Katy'i öperken canlandırmayı düşünemiyorum.....
Kitabı okurken Alacakaranlık Efsanesine çok benziyor, hatta keşke bununda filmi çekilse ne kadar etkileyici olur gibi aklınızdan düşünceler geçeceğine eminim.
Yazarımızın hayal gücü bayağı kuvvetliymiş, neden mi okuyucularım; Çünkü
Sonlara doğru, Deamon ve Dee yi öldürmeye çalışan kişi olan Baruck (Arumlu) adlı kişi tam Deamon ve Dee yi öldürecekken hatta Katy de ölecekken, bu üçü elele tutuşunca Katy de muhteşem bir güç oluşup Baruck'u o anda öldürüyor. Bu kısmı saçmaydı doğrusu. hemde çok saçma. Baruck'tan bu kadar korkarlarken Baruck'un böyle kolay ölmesi bir de üstüne Katy'e o anda ne oluyorsa uzaylı güçlerine sahip olup Baruck'u öldürmesi gerçekten çok enteresan. Anlaşılan yazarımız kitabı hemen bitirmek istemiş olacak ki, -hata yapmış- en önemli heyecanlı olan olayı kısacık aktarıp bir sonuca bağlamayı yeğlemiş.
Siz, "hadi Katy hadi Deamon artık birbirinizi öpün öpüşün" diye sabırsızlıkla beklerken yazarımız en sona bu ateşli, samimi ve içten öpüşmeyi saklamış. Çokta akıllıca davranmış. İnsan sabırsızlanıp ne zaman açıklayacaklar sevdiklerini, ne zaman öpüşecekler derken bildiğimiz klasik yeşilçam türk filmleri gibi, sadece tek bir farkı var oda uzaylı efekti eklemiş :)
Geneline bakarsam etkili, fantastik, gençlere hitap eden güzel bir kitap olmuş.
Açıkcası kitabı okurken bitmesin lütfen bitmesin diye yalvardım. Harikaydı. Hemen 2. ve 3. serilerini almak için internetten sipariş verdim ki onlarda Oniks ve Opal dir.
Ve yazarımız hakkında bir eleştiri daha yapayım. Bir çok kitap okudum, haddim değil belki ama yazarımızın kelimeler sözcükler üzerinde biraz daha oynaması gerekir.Şöyle; konuşmalarda kim kime söylüyor, bunu kim kime söyledi diye tekrar tekrar okuyorsunuz.
Sevdim bu kitabı ve tuttum da, Kitaplığımın en güzel yerini de ayırdım. Size de kesinlikle öneririm. Sakın "amaaaan uzaylı hikayesi bildiğimiz klasik senaryo" deyipte ön yargıya düşmeyin. Alın okuyun. Çok sıcak, samimi, hareketli, aşk dolu güzel bir kitaptı.
Ayrıca sevgili Jen. kitabında teşekkür kısmında biz blogcuları unutmadığın için bende sana teşekkür ederim.
Beyhan Ok.
Karın kasları feci gelişmişti. Mükemmeldi. Tamamen dokunulasıydı. On yedi yaşındaki bir erkekte (tahminimce yaşı buydu) görmeyi beklediğim türden bir karın değildi bu ama evet, şikâyetim yoktu. Konuşamıyordum. Öylece bakakalmıştım. sy:13
"Bu kasabada sadece bir tane trafik lambası olduğunun farkındasın, değil mi?" Şimdi sanki nasıl bu kadar ahmak olduğumu sorguluyormuşçasına her iki kaşını da kaldırdı ve ben o zaman gözlerinde ki pırıltının anlamını çözdüm. aşağılarcasına gülüyordu bana.
Demek yavşağın bir ismi vardı. Daemon. Tam ona göre bir isimdi ve tabii kız kardeşi de onun kadar çekici olacaktı. Neden olmasındı? Kayıp modellerin memleketi Batı Virginia'ya hoş geldiniz. sf:16
Blog'una baktım."
Daemon gergin bir şekilde güldü. "Ne düşündüğünü görebiliyorum. Aklını okuyabildiğimden falan değil, yüzünden okunuyor. Tehlikeli olduğumu düşünüyorsun."
"Neden bu kadar dangalaksın?" Sözcükler, iyice düşünmeden ağzımdan dökülüvermişti.
Siz, "hadi Katy hadi Deamon artık birbirinizi öpün öpüşün" diye sabırsızlıkla beklerken yazarımız en sona bu ateşli, samimi ve içten öpüşmeyi saklamış. Çokta akıllıca davranmış. İnsan sabırsızlanıp ne zaman açıklayacaklar sevdiklerini, ne zaman öpüşecekler derken bildiğimiz klasik yeşilçam türk filmleri gibi, sadece tek bir farkı var oda uzaylı efekti eklemiş :)
Geneline bakarsam etkili, fantastik, gençlere hitap eden güzel bir kitap olmuş.
Açıkcası kitabı okurken bitmesin lütfen bitmesin diye yalvardım. Harikaydı. Hemen 2. ve 3. serilerini almak için internetten sipariş verdim ki onlarda Oniks ve Opal dir.
Ve yazarımız hakkında bir eleştiri daha yapayım. Bir çok kitap okudum, haddim değil belki ama yazarımızın kelimeler sözcükler üzerinde biraz daha oynaması gerekir.Şöyle; konuşmalarda kim kime söylüyor, bunu kim kime söyledi diye tekrar tekrar okuyorsunuz.
Sevdim bu kitabı ve tuttum da, Kitaplığımın en güzel yerini de ayırdım. Size de kesinlikle öneririm. Sakın "amaaaan uzaylı hikayesi bildiğimiz klasik senaryo" deyipte ön yargıya düşmeyin. Alın okuyun. Çok sıcak, samimi, hareketli, aşk dolu güzel bir kitaptı.
Ayrıca sevgili Jen. kitabında teşekkür kısmında biz blogcuları unutmadığın için bende sana teşekkür ederim.
Beyhan Ok.
Karın kasları feci gelişmişti. Mükemmeldi. Tamamen dokunulasıydı. On yedi yaşındaki bir erkekte (tahminimce yaşı buydu) görmeyi beklediğim türden bir karın değildi bu ama evet, şikâyetim yoktu. Konuşamıyordum. Öylece bakakalmıştım. sy:13"Bu kasabada sadece bir tane trafik lambası olduğunun farkındasın, değil mi?" Şimdi sanki nasıl bu kadar ahmak olduğumu sorguluyormuşçasına her iki kaşını da kaldırdı ve ben o zaman gözlerinde ki pırıltının anlamını çözdüm. aşağılarcasına gülüyordu bana.
Bir an için tek yapabildiğim ona bakmak oldu. Muhtemelen, gerçek hayatta gördüğüm en seksi erkekti ve tam bir öküzdü. sy:14
Demek yavşağın bir ismi vardı. Daemon. Tam ona göre bir isimdi ve tabii kız kardeşi de onun kadar çekici olacaktı. Neden olmasındı? Kayıp modellerin memleketi Batı Virginia'ya hoş geldiniz. sf:16Blog'una baktım."
Ah. Tanrım. Bebeğim. Yüce İsa. Nasıl Bulmuştu? Bir dakika. Önemli olan bulmuş olmasıydı. Blog'um artık Google'da çıkıyor muydu? Bu muhteşemdi işte. "Yine beni takip ediyorsun, anlıyorum. Yasaklama emri çıkarmama gerek var mı?"
"Rüyanda görürsün Kedicik." Pişmiş kelle gibi sırıttı. "Ah, bekle, rüyalarında zaten başroldeyim, değil mi?". sy:126
Daemon gergin bir şekilde güldü. "Ne düşündüğünü görebiliyorum. Aklını okuyabildiğimden falan değil, yüzünden okunuyor. Tehlikeli olduğumu düşünüyorsun."
Bir de öküz ve seksi olduğunu düşünüyordum ama bunu kabul etmiyordum. Uzaylı bir yaşam formu mu? Başımı iki yana salladım. "Delilik bu ama senden korkmuyorum." sy:164
"Neden bu kadar dangalaksın?" Sözcükler, iyice düşünmeden ağzımdan dökülüvermişti.
"Herkes bir konuda uzmanlaşmalı, değil mi?"
"Şey, harika bir iş çıkarıyorsun." sy:194
OBSİDYEN TAŞI
Obsidyen taşı dünyanın en eski aynası, silahı, bıçağı, süs eşyası ve takılarının yapımında kullanılan volkanik kökenli bir cam türü olmasının yanında en eski şifa taşı olarak biliniyor. Siyah, yeşil ve koyu kahverengi olan bu taşlar, son yıllarda da sağlık merkezlerinde ve spalarda hem günün stresinden arınmak hem de fizik tedavinin bir parçası olarak kas iskelet sistemi sorunları için kullanılıyor. Volkanik bir taş olan obsidyen, Türkiye'de ise Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Ege Bölgesi'ndeki dağlık alanlarda bulunuyor. Obsidyen taşı ilde Nemrut Dağı'nda yoğun olarak bulunuyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder